5 Haziran 2008 Perşembe

Fenerbahçe basketbolda 3. kez Şampiyon!


Fenerbahçe Ülker, dün akşam oynanan Beko Basketbol Ligi final serisi 5. maçında, beklenen bir performans ortaya koyarak, Telekomu yendi ve 2007-2008 sezonu şampiyonu oldu. Bu, Fenerbahçe Ülker'in üstüste 2. şampiyonluğu. Ülker sponsorluğu henüz arkasına rüzgar olmadığı zamanlardaki şampiyonluğu da eklersek (ki bu 91 senesine tekabül eder) toplamda 3. şampiyonluk. 91 senesinde Çetin Yılmaz önderliğinde gelen şampiyonluktan sonra, sadece Fener değil 3 büyük takım yöneticilerinin de amatör! branşlardan elini eteğini çekmesi sonucu, uzun bir süre Efes ve Ülker gibi müessese takımlarının domine ettiği bir lig izlemiştik. Geçen seneki şampiyonlukta takımın başında üstad Aydın Örs vardı. Bu seneki şampiyonluğu Fenerbahçe adına farklı kılan, ilk kez yabancı bir coach (bknz. Bogdan Tanjevic) ile mutlu sona ulaşılmasıydı.

Fenerbahçe adına sezonu kritize etmek gerekirse; Geçen seneki kadro yapısını koruyup bir kaç ilave ile sezona başlangıç yapan Fenerbahçe için üzerinde durulması gereken bir kaç nokta var. En başta, coach değişikliği camiada tedirginlik yaratmıştı, bu kesin. Tanjevic'in avrupada yaptığı kariyer hiç tartışmasız, ancak özellikle Milli takımın başında geçirdi İspanya serüveni tam bir facia idi. Takım tanınmaz halde idi ve bunda 1. dereceden sorumlu olarak Tanjevic gösteriliyordu ki ben de buna katılırım. Üstüne bir de Vidmar transferi olunca, sezon başı kafamda soru işaretleri olmadı değil. Slovenya ile genç erkekler şampiyonluğu yaşamış genç Preldzic transferi, takımı gençleştirme politikasının bir göstergesiydi. Sezon içinde yaşadığı bazı badireleri de atlatmasını bildi Fener. Mirsad'ın uzun süren hastalığı, Semih'in aynı şekilde uzun süre sakat kalması vb.. Tam bu sırada transfer edilen Kinsey ilk maçlarında saç baş yoldursa da (Nba'dan avrupa basketboluna adapte süresi diye hayıflanmadık) sonraları takımın emniyet sübabı oldu. Bence Ömer'den sonra oynadığı süreden itibaren takımın en iyi savunmacısıydı. Negatif olarak akseden bir durum söz konusu. Hakan Demirel. Bu çocuğu Tanjevic çabuk harcadı diye düşünüyorum. Rahatlıkla 15-20 dakika şans vereceği Lig maçlarından hiçbirinde tercih etmedi Hakan'ı. Sonra da kalkıp Euroleague maçlarının çok kritik dakikalarında salıverdi sahaya. Hakan'ın da eli ayağına karışınca, sonuç hüsran oldu. Tüm sezon oturdu benchte. Gençleri daha çok sahiplenerek, bunu yaparken saha içindeki eksikliklerini tolere ederek devam etmek gerekiyor. Umarım bu başarı çizgisi devam eder Fener adına.

Telekom için de bir kaç şey söylemek boynumuzun borcu. Fener'in yarı bütçesiyle, üstelik Wright'in nerdeyse tüm sezon sakat olduğunu da düşünürsek, final oynaması başlı başına bir başarı kanımca. Hali hazırda alınmış bir Türkiye kupası olduğunu, ULEB Cup'ta şampiyon olan Badalona'yu yenme başarısını gösterdiğini dile getirmek gerekiyor. Telekom'a tebrikler.
Genel olarak Basketbol Ligi tarih boyunca en kaliteli sezonunu yaşadı denilebilir. Avrupanın en kaliteli, en çekişmeli liglerinden birisi oldu. 5 takımın şampiyonluk yarışında adı geçmesi bile insanı heyecanlandırıyor. Şimdi ufukta 2010 Dünya Şampiyonası görünüyor. Kendi bahçemize konuk edeceğimiz dünya yıldızlarını iyi ağırlayıp, başları önde göndermek vazifemizdir.

Hiç yorum yok: